Acıyı dindirmek için denizanasının soktuğu yerin üzerine
işemek gerekir şeklindeki şehir efsanesi yanlıştır. İşin aslı öyle değildir, hatta
bunu yaptığınız durumda daha da kötü bir hale gelebilirsiniz.
Denizanasının iğnesi cnidocyte (gerçek anlamı ‘ısırgan otu
kavanozu’, Yunanca cnide ‘ısırgan otu’, cytos da
‘kap’ ya da ‘tas’ demektir) adı verilen dokunaçlarının üzerindeki özel
hücrelerden meydana gelir.
Küre şeklindeki her bir küçük kapsülde sarmal şeklinde
dikenli ipliksi bir tüp bulunur. İçi zehir dolu olan bu tüpler yüksek basınçla
sıkıştırılmıştır. Her hücrenin dışında cnidocil (cilia, kirpiğin
Yunancasıdır) denilen küçük bir kıl vardır. Bu kıldan tetiğe dokunulduğunda
hücrenin zehirli küçük zıpkını sizin derinize doğru saniyenin 700 milyarda biri
kadar bir sürede yola çıkar.
Bu, doğadaki en hızlı mekanizmadır.
Denizanasının soktuğu yere dokunmak ya da onu kaşımak iyi
bir fikir değildir. Bu hareket sonucu ona tutunan diğer ateşlenmemiş iğne
hücrelerini harekete geçirerek elinizden yaralanabilirsiniz.
Açıkta duran dokunaçları bir havluyla silip iğnenin üzerine
tuzlu su çarparak ateşlenmemiş hücreleri temizleyin. Normal suyun pek faydası
olmaz: Suyun tuz miktarındaki değişiklik hücreleri harekete geçirerek daha
fazla zehrin ortaya çıkmasına neden olabilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder