Yalan, en çirkin günahlardandır.
Resülullah Efendimiz (sav.) buyurdular:
"Muhakkak yalan nifâk kapılarından bir kapıdır."
“Mü'minde kötü ahlâktan her şey bulunsa da yalan ve hıyânet aslâ bulunmaz."
“Muhakkak doğruluk, iyiliğe götürür. İyilik ise cennete ulaştırır. Bir adam doğru söylemeye devam eder de nihayet Allâhü Teâlâ katında sıddiklardan yazılır. Yalan ise isyana götürür. Isyân ve kötülük ise cehenneme düşürür. Muhakkak kul yalan söylemeye devâm ederse Allâhü Teâlâ katında yalancılardan yazılır."
"Münâfığın alameti üçtür: Konuştuğunda yalan söyler. Vaad ettiğinde vaadinden döner. Emânet edildiğinde emanete hıyânet eder."
“Uç haslet sende bulunursa dünyada başından geçen hiçbir şey sana zarar vermez: Doğru sözlü olmak, emanete riayet etmek ve helalinden yemek."
Hazret-i Aişe (r.anhâ) vâlidemiz buyurdu:
“Resülullâh Efendimiz (sav.) bir Yahudiye:
“Allâhü Teâlâ ve kitapları hakkında yalan söylemekten sakın. Zira her kim Allâhü Teâlâ ve onun kitapları ve peygamberleri hakkında yalan uydurursa cehennemdeki yerine hazırlansın”, buyurdular. Bunun üzerine Yahudi:
“Ey Ebu’l Kâsım, ben şahidim ki sen elbette doğruyu söylersin. Biz Tevrât’da: “Muhakkak yalan kötülüklerin kapısı ve günahların anahtarıdır.’ diye yazılı olduğunu bulmaktayız” dedi.
Ubeydullâh eI Mahzümî şöyle derdi:
“Halîfe Abdülmelik bin Mervan, oğullarına -neticesinde ölüm de olsa- doğruluğu Kur’ân-ı Kerim’i öğrettiğim gibi öğretmemi emretmişti.”
Yalan, manevî necasetlerdendir. Kul yalan söylediğinde hafaza melekleri söyleyenin ağzından çıkan fena kokudan dolayı bir mil mesafe uzaklaşırlar. Bundan dolayı yalan söyleyenin abdest alması müstehabdır.
Yalan mutlu eder, doğru ise huzur verir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder