Kütüphaneciliğimizin tarihi çok eskilere kadar gitmektedir. Kütüphane kurma adeti Büyük Selçuklu Devleti'nden Anadolu Selçuklularına oradan da Osmanli Devleti'ne geçerek devam ede gelmiştir. Osmanli Devleti camiler, hanlar ve kervansaraylar gibi hayir eserlerinin yanina birer kütüphane kurmayı da ihmal etmemişti. Başta padişah ve valide sultanlar olmak üzere her siniftan halk, elinden gelen gayreti gösterirdi On dokuzuncu asra gelindiginde cami, türbe ve kenar mahallelerde bulunan bazi kütüphanelerdeki kitaplarin zayi olmaması için bu kitaplari, payitaht (başşehir) İstanbul'da toplayarak büyük bir kütüphanenin kurulmasina karar verildi.
Devrin padişahi, ilme ve irfana büyük kiymet veren Sultan Ikinci Abdülhamid Han Yildiz Sarayi'nda büyük bir saray kütüphanesi kurdugu gibi ayni zamanda Kütüp- hâne-i Umumi-i Osmani'nin kurulmasıyla bizzat alakadar oldu. Hatta hassasiyet gösterip (kendi bütçesinden) kütüphanenin inşasi için para verdi. Binada kullanilacak parkeleri Paris'ten getirtti Kütüphane binası için ikinci Cami'nin yaninda bulunan imaret kismi uygun görüldü. 27 Eylül 1882 yılinda imaret binasinin restorasyonuna başlandı. 24 Haziran 1884'te "Kütüphane-i Umum-i Osmani" adiyla ilk milli kütüphanemiz hizmete açıldı. Daha sonra Bayezid Cami ile civar tekke ve zaviyelerden satin alinan ve toplanan kitaplar, kütüphane koleksiyonunun temeli oldu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder