
Dedikodular ve söylentiler; uzak kalamadığımız, yakındığımız, ayıpladığımız ama bir şekilde içinde olduğumuz sosyal olgulardır. Dedikodu, hakkında konuşulan kişinin bilgisi dışında olduğu için olgun bir davranış değildir. Dedikodunun ve söylentinin tarihi insanlığın konuşmaya başlamasıyla yaşıt, insan olmanın gereğinden midir nedir insanları hep eleştirme, yerme gereği duyarız. Çünkü dedikodu yapmak için sadece sözleri değil; el hareketlerimizi, gözlerimizi, mimiklerimizi ve bedenimizin birçok bölümünü kullandığımız bir gerçek. Birde günah boyutu var tabi..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder