Mantık
devrelerinin tasarımında, bir devrenin iyi niteliklerinin değerlendirilmesi
sırasında birçok etken göz önüne alınmalıdır. Bu etkenlerden biri ve en
önemlisi maliyettir. Bir devrenin maliyeti, onu oluşturan öğelerin maliyeti,
tasarımın maliyeti ve devrenin kurulumunun maliyeti ile devrenin bakımının bir
işlevidir. Ek olarak, devrenin güvenilirliği toplam niteliğinin
değerlendirilmesinde göz önüne alınmalıdır. Güvenilirlik, yüksek ölçüde güvenilir
öğelerin kullanılmasıyla ya da içinde daha az güvenilir çok sayıda öğenin yer
aldığı yedeklilik teknikleriyle sağlanabilir. Bir mantık devresinin niteliksel
değerlendirilmesinde göz önüne alınacak üçüncü bir etken, girişlerindeki
değişimlere yanıt vermek üzere harcadığı süredir. Bu üç etken, devrenin
değerlendirilmesi sırasında göz önüne alınması gereken maddelerin birer
durumlarını ve olasılıklarını kapsayan bir liste oluşturmadıkları gibi bağımsız
da değildirler.
Yukarıdaki
etkenlerin tümü önemli olsa bile, tümünü başaran tek bir basit tasarım yöntemi
mevcut değildir. Bununla birlikte, bu etkenlerin belirli yönlerinin göze çarpan
özellikler olduğu düşünülürse, en uygun mantık devrelerinin tasarımına biçimsel
bir yaklaşım geliştirilebilir.
Verilen
bir devre teknolojisi için, bir devrenin toplam yanıt süresinin en ufak
olduğunu varsayalım. Bu da, tüm kapılar yayılım gecikmesi ortaya
çıkardıklarından dolayı bir sinyalin geçmesi gerektiği mantık seviyelerinin
sayısının azaltılmasıyla sağlanır. Her birleşik devrenin kanonik (doğal) bir
formülle betimlenebildiği hatırlanırsa, herhangi bir mantık devresini çift
hatlı mantık varsayımıyla en fazla iki seviyede kurmak mümkündür. Genellikle
bir fiziksel gerçekleştirmede bir değişkenin tümleyeninin ve kendisinin
girişler olarak her zaman mevcut olacağı söylenebilir. Bu kanonik ifadeye Boole
cebri teoremlerinin uygulanmasıyla, çeşitli iki seviyeli devreler cebirsel
biçimde temsil edilebilir. Bu nedenle, bir devrenin yayılım gecikmesi süresini
en azda tutmak üzere, ilgi normal formüllü gösterimli devrelerle
sınırlandırılmalıdır.
Ayrıca,
bir mantık devresinin niteliksel değerlendirilmesini etkileyen tek diğer
etkenin öğe maliyeti olduğunu varsayalım. Genel olarak, herhangi bir Boole
işlevi için her biri normal bir formülle temsil edilen çok sayıda iki seviyeli
gerçekleştirme mümkündür. Bu yüzden devre gerçekleştirmesinde en düşük öğe
maliyetli normal formülü belirlemek istenir. Öğe maliyetinin basit bir ölçümü
gerçekleştirmede kullanılacak olan kapıların sayısıdır. Normal biçimdeki
cebirsel ifadeler türünden, kapıların sayısı ifadedeki birden fazla
harf-değişkenli terimlerin sayısından bir büyüktür. Ancak, eğer yalnızca tek bir
terim varsa, kapıların sayısı basitçe bir tanedir. Öğe maliyetinin ikinci bir
ölçümü, devredeki kapı girişlerinin toplam sayısının sayılmasıdır. Bu da yine
normal biçimdeki cebirsel ifadelerle ilişkilendirilebilir. Kapı girişlerinin
sayısı, ifadedeki harf-değişkenlerin sayısı + birden fazla harf değişken içeren
terimlerin sayısına eşittir. Ancak eğer yalnızca tek bir terim varsa, kapı
girişlerinin sayısı basitçe harf değişkenlerin sayısına eşittir.
Yukarıdaki
iki ölçütün her birinin bir Boole ifadesine uygulanmasıyla, karmaşıklığının bir
ölçüsünün elde edilmesi mümkündür. Bu sayısal nicelik, ifadenin maliyeti diye
adlandırılır. Yukarıdaki irdelemelerden ayrı düşünülemeyen şey, yalnızca tek
çıkışlı birleşik devrelerin gerçekleştirilmekte olduğudur. Çok çıkışlı birleşik
bir devre, bir Boole eşitlikleri takımı tarafından betimlenir. Böyle bir
durumda, maliyet ölçütünün biraz değiştirilmesi gerekir.
Daha
önceden incelediğimiz cebirsel yöntemler, kuramsal olarak bize herhangi bir
işlevi sadeleştirme olanağını sağlamaktadır. Ancak bu yaklaşımda bazı sorunlar
bulunmaktadır:
- Sadeleştirme
sırasında izlenecek belirli bir yöntem yoktur.
- Yaklaşım,
büyük ölçüde deneyimlere dayanmaktadır.
- Bir
işlev işlemlendiğinde, sonucun en sadeleşmiş ifade olup olmadığından emin
olunamaz. Yapacak başka bir sadeleştirme kalmadığında dahi, en sade
ifadeye ulaşılamamış olunabilir.
- Dört
ya da beş değişkenden daha fazla değişken içeren işlevlerde cebirsel
sadeleştirme oldukça zorlaşır.
- Eşitlikler
yeniden yazılırken, kopyalama hataları yapmak çok kolaydır.
Bütün
bunlar nedeniyle, işlevlerin sadeleştirilmesi sırasında daha algoritmik
tekniklerin kullanılması gerekmektedir. Bu teknikler,
- Karnaugh
haritası
- Yinelemeli
uzlaşma
- Quine-McCluskey
listeleme yöntemi
şeklindedir.
Burada
yalnızca dört değişken dahil olmak üzere Karnaugh haritası (kısaca,K-haritası)
tekniği incelenecektir.
Boole
işlevi uygulanan sayısal mantık devrelerinin karmaşıklığı, doğrudan doğruya
işlevin uygulandığı cebirsel ifadenin karmaşıklığından kaynaklanmaktadır. Bir
işlevin doğruluk tablosu ile gösterilmesi benzersiz olmasına rağmen, cebirsel
olarak birçok farklı biçimde ifade edilebilmektedir. Daha önce incelenen
yöntemlerle Boole işlevleri cebirsel olarak sadeleştirilebilir. Ancak bu
sadeleştirme işlemi sıkıcı ve acemicedir, çünkü işlem sürecindeki birbirini
izleyen her adımı tahmin etmek için kullanılan özel kurallardan yoksundur.
Harita yöntemi, Boole işlevlerinin sadeleştirilmesinde daha basit ve dolaysız
bir yöntemdir. Bu yöntem, bir doğruluk tablosunun şemasal bir gösterimi olarak
da değerlendirilebilir. İlk kez E. W. Veitch tarafından önerilen ve daha sonra
M. Karnaugh tarafından biraz değiştirilen harita yöntemi, “Veitch şeması” ya da
“Karnaugh haritası” olarak da adlandırılır.
Harita
karelerden oluşan bir şemadır. Her bir kare bir miniterimi (ya da maksiterimi)
göstermektedir. Dolayısıyla, n
değişkenli bir haritada her biri tek bir miniterim olan 2n tane kare bulunmaktadır. Kare ayrıca “hücre” olarak da adlandırılır. Haritanın
her bir hücresindeki miniterim, hücrenin apsis ve ordinatlarında gösterilen
değişkenlerin çarpımıdır.
Boole
işlevleri miniterimlerin toplamı olarak açıklanabileceği için, işlev haritada
grafiksel olarak işlevin miniterimleri içerdiği karelerle çevrili alanlarla
gösterilebilir. Harita aslında, bir işlevin standart bir biçimde ifade
edilebileceği olası tüm yolları içeren görsel bir şemayı temsil eder.
Uygulayıcı, aynı işlev için farklı cebirsel ifadeler geliştirebilir ve bunların
içinden en sadesini seçebilir.
Harita
ve uygulamalarına geçmeden, birkaç önemli tanımın verilmesi gerekmektedir.
Mod-2 toplama (Å):
x
|
y
|
Å
|
0
|
0
|
0
|
0
|
1
|
1
|
1
|
0
|
1
|
1
|
1
|
0
|
Hamming uzaklığı (H): A = a1a2……ak ve B = b1b2…….bk biçiminde ikili sayılar olsun. Bu sayılar arasındaki Hamming uzaklığı,
biçiminde tanımlanır. Sonuç onlu bir
sayı olacaktır.
Bitişik
(komşu) hücreler:
Aralarındaki Hamming uzaklığının (1)’e eşit olduğu hücrelere denir. Diğer bir
deyişle, aralarında yalnızca bir bit fark bulunan hücrelerdir. n değişkenli bir haritada, her bir hücre
n sayıda komşu hücreye sahiptir.
Alt küp: Bir
haritada, her biri m sayıda hücreye
komşu olan 2m tane hücre
kümesidir. Değişken sayısı n ve alt
küpün derecesi m olmak üzere bir alt
küp, içinde n—m sayıda harf-değişken içeren bir çarpım terimi ile açıklanır. Daha
basit bir deyişle, kullanımda kolaylık sağlaması açısından bir alt küp içinde 1
içeren 2m komşu hücre
topluluğudur.
BİR DEĞİŞKENLİ HARİTA
Burada
ilgilenilen değişken x olsun. Tek
değişken için iki miniterim mevcuttur.
Haritalarda
yalnızca değişkenlerin (1)’e eşit olduğu koordinatların gösterilmesi,
karışıklığa yol açmaması nedeniyle tercih edilir. Buna göre, bir değişkenli bir
harita aşağıdaki şekilde gösterilecektir
Kural
olarak, n değişken için farklı anahtarlama
(Boole) işlevi elde edilebilir. Buna göre bir değişkenli bir haritada dört
farklı işlev üretilecektir. Bu işlevler sırasıyla aşağıda gösterilmiştir:
İKİ DEĞİŞKENLİ HARİTA
Burada
ilgilenilen değişkenler x ve y olsun. İki değişken için dört
miniterim mevcuttur ve onaltı farklı işlev üretilebilir. İki değişkenli bir
harita aşağıdaki biçimdedir:
İkinci
haritada, miniterimler onlu sayı karşılığı olan değerlerle gösterilmiştir.
Haritadan görüleceği gibi, iki değişken için dört miniterim bulunduğundan,
haritada her miniterim için bir tane olmak üzere dört hücre bulunur. Her satır
ve sütun için işaretlenen (0)’lar ve (1)’ler, sırasıyla x ile y değişkenlerinin
değerini gösterir. x değişkeni satır 0’da tümleyen, satır 1’de ise
normal olarak gözükmektedir. Benzer şekilde, y değişkeni de sütun 0’da tümleyen, sütun 1’de ise normal olarak
gözükmektedir.
ÜÇ DEĞİŞKENLİ HARİTA
Burada
ilgilenilen değişkenler x, y ve z
olsun. Üç değişken için sekiz miniterim mevcuttur. Üç değişkenli bir harita
aşağıdaki biçimdedir:
Bu
haritada miniterimler normal ikili sırada verilmemiştir. Sıranın özelliği,
verilen sırada yalnızca bir bitin 1’den 0’a ya da 0’dan 1’e değişmiş olmasıdır.
Örneğin, m6 olarak
belirtilen hücre, satır 1 ve sütun 10’a karşılıktır. Bu iki değer birleştiği
zaman, onlu 6 sayısının eşdeğeri olan 110 ikili sayısı elde edilir. her bir
değişkenin 1 olduğu dört hücre ve 0 olduğu dört hücre olduğuna dikkat
edilmelidir.
Üç
değişkenli bu haritada m5
ve m7 komşu hücrelerde
bulunmaktadır. y değişkeni m5’de tümleyen, m7’de ise normal
durumundadır. Buna karşılık, x ve z değişkenleri bu iki hücrede de
aynıdır. Boole cebri önermelerinden, komşu hücrelerdeki iki miniterimin
toplamının, yalnızca iki harf-değişken içeren tek bir VE terimine
sadeleştirilebileceği sonucu ortaya çıkar. Yani, m5 + m7
= xy’z + xyz = xz (y + y’) = xz olur.
Dolayısıyla, bu iki hücre arasındaki fark y
değişkenidir. Bu da iki terimin toplamı alındığında iptal edilebilir. Bu
nedenle, komşu hücrelerdeki iki miniterimin VEYA’lanması, farklı olan
değişkenin atılmasına neden olur. Yine bu haritada, m3’ün komşu hücreleri m1, m2
ve m7’dir.
Örnek 2: f(x, y,
z) = Sm
(2, 3, 6, 7)
DÖRT DEĞİŞKENLİ HARİTA
Burada
ilgilenilen değişkenler w, x, y
ve z olsun. Dört değişken için
onaltı miniterim mevcuttur. Dört değişkenli bir harita aşağıdaki biçimdedir:
Dört
değişkenli Boole işlevlerinin harita yöntemi ile sadeleştirilmesi, üç
değişkenli işlevlerinkine benzemektedir. Burada, örneğin m15’in komşu hücreleri m7, m11,
m13 ve m14’dür. Buna ek olarak,
haritanın hem üst ve alt kenarlarının, hem de sağ ve sol kenarlarının komşu
hücreler oluşturacak şekilde birbirine dokunacak tarzda bir yüzey üzerinde
bulunduğu varsayılacaktır. Örneğin, m4
ve m6, m1 ve m9 komşu hücreler oluşturur. Sadeleştirme işleminde
kullanılan komşu hücreler birleşimi, dört değişkenli haritanın incelenmesiyle
kolayca belirlenir.
Dört
değişkenli bir haritada, bir hücre bir miniterimi temsil eder ve dört
harf-değişkenli bir çarpım terimi verir. İki komşu hücre üç harf-değişkenli,
dört komşu hücre iki harf-değişkenli, sekiz komşu hücre de bir harf değişkenli
bir çarpım terimi verir. Onaltı komşu hücre ise, 1’e eşit olan bir işlevi
temsil eder. Diğer hücre birleşimleri işlevi sadeleştiremez.
Örnek 3: f(w, x, y, z) = Sm (3, 4, 7, 11, 12, 15)
f
(w, x, y, z)
= xy’z’ + yz
Bir
işlevi sadeleştirmek için, işlevin 1’leri içeren tüm hücreleri, her bir alt küp
2m biçiminde 2’nin kuvveti
ve olabildiğince büyük olacak şekilde en az sayıda alt küple kapsanmalıdır.
Örnek 4: f(w, x, y, z) = Sm (0, 4, 5, 7, 8, 9, 13, 15)
Harita
ile sadeleştirmede, en sade ifade yegane ifade olmayabilir.
Örnek 5: f( x, y, z) = Sm (0, 2, 3, 4, 5, 7)
ASAL
İÇERENLER
f işlevi bir
Boole işlevi olsun.
İçeren: Çarpımların
toplamı biçiminde temsil edilen bir f
işlevinde, bir g çarpım terimi ancak
ve ancak g = 1 için giriş
değerlerinin her birinde f = 1
olduğunda, f işlevinin bir
içerenidir. Diğer bir deyişle, f ³g olmak üzere, eğer g = 1 ® f = 1 ise, f, g’yi içeriyor
demektir. Basit bir açıklama ile, bir çarpımların toplamı ifadesinde çarpım
terimlerinin her biri, işlevin bir içerenidir. Çünkü, çarpım terimi (1)
olduğunda işlev de (1) olacağından, işlevi içermektedir.
Örnek 6: f(w, x, y, z) = Sm (5, 7, 13, 15)
Asal İçeren: f’nin bir
içereni, eğer f’nin bir içerenini
oluşturan daha büyük bir miniterim öbeği (alt küp) tarafından kapsanmıyorsa, f’nin bir asal içerenidir. Diğer bir
deyişle, f’nin herhangi bir asal
içereni f tarafından kapsanan bir
çarpım terimi olup, bu asal içerenden herhangi bir harf-değişkenin atılması, f tarafından kapsanmayan yeni bir çarpım
terimi oluşturur.
Örnek 7: Örnek 6’da verilen ifadede,
w’xz
bir asal içeren değildir, çünkü xz, w’xz kısmını kapsamaktadır.
xyz
bir asal içeren değildir, çünkü xz, xyz kısmını kapsamaktadır.
xz
bir asal içerendir, çünkü daha büyük bir alt küp tarafından kapsanmamaktadır.
Öz Asal İçeren: f’nin bir asal
içereni, eğer f’nin diğer bir asal
içereni tarafından kapsanmayan bir miniterim (1-hücresi) kapsıyorsa, f’nin bir öz asal içerenidir. “Öz”
ibaresinin yer almasının nedeni, en küçük (sadeleşmiş) çarpımların toplamı
ifadesinde bu asal içerenin kullanılması zorunluluğundandır.
Örnek 8: f(w, x, y, z) = Sm (1, 5, 6, 7, 9, 13, 14, 15)
Verilen
haritada, g1, g2 ve g3 asal içerendir; g1
ve g3 öz
asal içerendir, g2 ise öz
asal içeren değildir.
Seçkin miniterim: f’nin herhangi bir yalıtılmış miniterimi, ya da f’nin herhangi diğer asal içerenleri
tarafından kapsanmayan herhangi bir öz asal içeren miniterimi, f’nin bir seçkin miniterimidir ve (*) işareti ile gösterilir.
Örnek 9: f(w, x, y, z) = Sm (1, 3, 4, 5, 10, 12, 13)
Verilen haritada,
İçerenler: wx’yz’, w’x’z, w’y’z, w’xy’, wxy’, xy’z’, xy’z, tüm miniterimler
Asal içerenler: wx’yz’, w’x’z, w’y’z, xy’
Öz asal içerenler: wx’yz’, w’x’z, xy’
Dolayısıyla
en küçük çarpımların toplamı ifadesi, f(w,
x, y, z) = wx’yz’ + w’x’z + xy’ olur.
Herhangi
bir Boole işlevinde, asal içerenler kümesi yegânedir, çünkü yegâne bir
miniterim kümesinden türetilmiştir. Burada sorulması gereken, işlevi en ufak
biçimde temsil etmek için asal içerenlerin tümüne gerek duyulup
duyulmayacağıdır. Bir işlevin tüm miniterimleri, asal içerenler kümesinin uygun
bazı alt kümeleriyle kapsanıyorsa, en son ifade bu alt kümede bulunmayanlar da
dahil,işlev için gereğinden daha uzun bir ifade ile sonuçlanır. Uzlaşma teoremi
ile verilenler buna örnek teşkil eder.
Örnek 10: f(x, y, z) = Sm (2, 3, 5, 7)
Verilen
örnekte, x’y, yz ve xz asal içerendir.
Ancak, x’y ile xz öz asal içerendir. yz
asal içereni gerekli olmayan asal içerendir, bu nedenle en küçük ifadede yer
almaz. Aynı durum uzlaşma teoremi ile de gösterilebilir.
f(x, y, z) = x’y + yz + xz olup, yz uzlaşma terimidir. Bu nedenle
ifadeden çıkartılabilir. Dolayısıyla, en küçük çarpımların toplamı, f(x, y, z) = x’y + xz olacaktır.
Örnek 11: f(w, x, y, z) = Sm (1, 5, 6, 7, 11, 12, 13,15)
Verilen örnekte, w’y’z, wxy’, w’xy, wyz ve xz asal
içerenlerdir. Ancak xz asal içereni
gerekli olmayan asal içerendir, bu nedenle en küçük ifadede yer almaz.
Dolayısıyla
en küçük ifade, f(w, x, y, z) = w’y’z + wxy’ + w’xy + wyz olur.
Verilen
tüm açıklamalar çerçevesinde, en küçük bir çarpımların toplamı ifadesinin
belirlenmesinde izlenmesi gereken yöntem aşağıdaki şekildedir:
1. İşlevin tüm
asal içerenlerini ve öz asal içerenlerini bulup listeleyin.
2. En küçük
çarpımların toplamına tüm öz asal içerenleri ekleyin.
3. 1-hücreleri öz
asal içerenler tarafından kapsanan asal içerenleri listeden kaldırın.
4. İşlevin tüm
1-hücreleri kapsanıyorsa bulunan ifade yegânedir.
5. Aksi takdirde
işlevi tümüyle kapsayacak tarzda ek asal içerenleri seçin.
6. İşlevin en
küçük çarpımları toplamının her zaman yegâne olmayacağını unutmayın.
DİKKATE ALINMAYANLAR
Şimdiye
kadar karşılaşılan mantıksal tasarım problemlerinin tümünde, belirli bir çıkış
değeri kendisiyle ilişkili olan olası giriş değerleriyle bağlantılı idi. Ender
olarak, belirli giriş birleşimleri olmadan da mevcut olabilen sistemler de
olabilir. Böyle durumlarda, çıkış doğru ya da yanlış olarak tanımlanabilir.
Bütün bunlardan sonra, eğer belirli bir giriş olanaklı değilse bununla
ilişkili çıkış da anlamlı olmayacaktır.
Ya da acaba öyle midir? Burada bu anlamsız çıkışların nasıl kullanılabilir bir
şekle getirilebileceği açıklanacaktır.
Haritadaki
1’ler ve 0’lar, işlevi sırasıyla 1’e ya da 0’a eşitleyen değişkenler
birleşimini gösterir. Birleşimler genellikle işlevin 1 olduğu durumları veren
bir doğruluk tablosundan elde edilir. Diğer bütün durumlarda işlevin 0’a eşit
olduğu varsayılır. Bu varsayım her zaman doğru değildir. çünkü bazı giriş
değişkenleri birleşimleri hiçbir zaman görülmez. Örneğin, dört bitlik onlu bir
kodda (doğal BCD kodu) kullanılmayan altı birleşim vardır ve bunlar onlu 10,
11, 12, 13, 14 ve 15 sayılarına karşılık gelir. Bu kodun kullanıldığı sayısal
bir devre, sistem gerektiği gibi çalıştığı sürece, kullanılmayan bu
birleşimlerin hiçbir zaman olmayacağı varsayımı ile çalışır. Sonuç olarak,
değişkenlerin bu birleşimlerinde işlev çıkışının ne olacağına aldırış edilmez.
İşlevin daha ileri düzeyde sadeleştirilmesi için, harita üzerinde dikkate
alınmayan bu durumlar kullanılabilir.
Bu
dikkate alınmaz birleşiminin harita üzerinde 1 ile işaretlenemeyeceği
unutulmamalıdır. Çünkü, bu söz konusu giriş birleşimi için işlevin her zaman 1
olmasını gerektirecektir. Benzer şekilde, hücreye 0 konulması, işlevin 0
olmasını gerektirir. Bu nedenle, dikkate alınmaz bu durumları 1’lerden ve 0’lardan ayırt etmek üzere “d” harfi
kullanılır.
Dikkate
alınmaz çıkış değerleri önemli olmadığından, bunların 1 ya da 0 ile
doldurulabilir olması bir üstünlüktür. Dolayısı ile, haritada işlevi
sadeleştirmek için komşu hücreler seçilirken, “d”lerin 0 ya da 1 olduğu
varsayılır. Burada önemli olan, hangi “d”nin en sadeleşmiş ifadeyi verdiğidir.
Ayrıca daha geniş bir alt küpün kapsanmasına katkıda bulunmuyorsa, “d” hiç
kullanılmayabilir. Her durum için seçim, yalnızca ulaşılabilecek en son
sadeleştirmeye bağlıdır. Kısaca özetlenirse, “d”lerin seçilmiş bir alt küpte
içerilmiş olması gerekmez. Yalnız 1’leri içeren bir alt küp genişletilmek
istendiğinde, “d”lerden de gerektiği kadarı içerilmelidir. Yine burada,
Karnaugh haritası sadeleştirme yöntemlerine ve kurallarına tümüyle uyulması
gerekmektedir.
Örnek 12: Üç katlı bir binada bir
asansör kapısını denetleyecek olan bir mantık devresi tasarlanacaktır. Devrede,
asansör motoruna ait M, 1. kat
algılayıcısına ait KA1, 2.
kat algılayıcısına ait KA2
ve 3. kat algılayıcısına ait KA3
olmak üzere dört giriş ve kapıya ait bir K
çıkışı bulunmaktadır. Sistem çalışması aşağıdaki şekilde olacaktır:
- M sinyali,
asansör motorunun hareket ettiğini (M
= 1) ya da durduğunu (M = 0)
göstermektedir.
- KA1, KA2 ve KA3 sinyalleri kat
belirleme sinyalleri olup, normalde 0 durumundadır. Ancak, asansör istenen
katın seviyesiyle aynı hizaya geldiklerinde 1 durumuna geçerler. Örneğin,
asansör 2. kata geldiğinde KA2
= 1 ve KA1
= KA3 = 0 olacaktır.
- Devrenin
K çıkışı, asansör kapısının
açılmasını denetleyen bir sinyal olup, normalde 0 durumundadır. Asansör
istenen kata geldiğinde kapısının açılması için K = 1 olur.
Doğruluk
tablosu oluştururken aşağıdakiler göz önüne alınmalıdır:
- Asansör
aynı anda birden fazla katla aynı hizaya gelemeyeceği için belirli bir
anda kat algılama sinyallerinden ancak bir tanesi 1 olabilir (ama
algılayıcılar bozulmuşsa, hepsi birden 1 olabilir !). Dolayısıyla, birden
fazla kat algılama sinyalinin 1 olduğu durumlar olanaksız giriş koşulları
olup, “d” ile işaretlenecektir. Bu koşullar sekiz satırda ayrı ayrı
gösterilmektedir.
- Diğer
sekiz duruma bakıldığında, M
sinyalinin 1 olması asansörün hareket etmekte olduğunu gösterdiğinden K = 0 olmalıdır. Aksi durum, can
güvenliği açısından bir tehlike oluşturur. M = 0 olduğunda, yani asansör durduğunda, kat
algılayıcılarının herhangi birinden gelen sinyal 1 ise, K = 1 olacaktır. M = 0 ve tüm kat algılayıcı sinyal
bilgileri 0 iken, asansörün durduğu, ancak katlardan herhangi birinin
hizasında olmadığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle burada da yine K = 0 olmalıdır., çünkü yine can
güvenliği açısından bir tehlike söz konusudur.
M
|
KA1
|
KA2
|
KA3
|
K
|
0
|
0
|
0
|
0
|
0
|
0
|
0
|
0
|
1
|
1
|
0
|
0
|
1
|
0
|
1
|
0
|
0
|
1
|
1
|
d
|
0
|
1
|
0
|
0
|
1
|
0
|
1
|
0
|
1
|
d
|
0
|
1
|
1
|
0
|
d
|
0
|
1
|
1
|
1
|
d
|
1
|
0
|
0
|
0
|
0
|
1
|
0
|
0
|
1
|
0
|
1
|
0
|
1
|
0
|
0
|
1
|
0
|
1
|
1
|
d
|
1
|
1
|
0
|
0
|
0
|
1
|
1
|
0
|
1
|
d
|
1
|
1
|
1
|
0
|
d
|
1
|
1
|
1
|
1
|
d
|
Sistemi betimleyen doğal (kanonik)
çarpımların toplamı ifadesi, dikkate alınmayanlar da eklenmiş olmak koşuluyla
aşağıdaki şekildedir:
K (M, KA1, KA2, KA3)
=
Sm
(1, 2, 4) + Sd
(3, 5, 6, 7, 11, 13, 14, 15)
Haritada “d” ler ile gösterilen
miniterimler, asla seçkin miniterim olarak işaretlenemez.
Buna göre en küçük çarpımların toplamı
ifadesi aşağıdaki şekilde olur.
K
= M’ KA1 + M’ KA2 + M’ KA3 = M’ (KA1
+ KA2 + KA3)
Zaten bulunan en sade ifadeye
bakıldığında, kapının açılması için motorun durması ve asansörün katlardan
herhangi birine gelmiş olması gerektiği rahatça anlaşılmaktadır. En sade
ifadenin ilkinin gerçekleştirmek için üç VE kapısı, bir VEYA kapısı ve bir
DEĞİL kapısı gerekli iken, ikincisinin gerçekleştirilmesi için bir VEYA kapısı,
bir VE kapısı ve bir DEĞİL kapısı gerekmektedir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder