Sultan Mehmed Han, cömert, âdil, cesur, dindar, âlim ve âlim dostu bir hükümdardı. Her nerede bir ilim adamı varsa, onu istanbul'a getirtirdi. Büyük âlimlerden Ali Kuşçu’yu Semerkand’dan bütün ailesi ile birlikte İstanbul’a getirtmiştir. Bir kişi sanatta hüner sâhibi ise, onu mutlaka İstanbul’a getirtirdi. Onun zamanında devletindeki ilim ve sanat adamları gayet refah içinde idiler.
Düşkün ve fakir dostu idi. Bir derviş görse, ona alçak gönüllülük gösterirdi. Yolda karşılaştığı fakirlere sadaka verirdi. Oyle ki, istanbul’un fakirlerinden onun yardımını görmemiş kimse yoktu. Sultan Mehmed Han, adâlette çok katı idi. O kadar ki, bir kişi bir kimsenin bir buğday tanesini alsa, onu derhal cezalandırırdı. Onun devrinde yol kesicilerin kökü kazınmıştı. Oyle ki bir kadın bir çanta dolusu altını alıp bir iki günlük yola gitse, hiç kimse onun önüne çıkmağa cesaret edemezdi. Sultan Mehmed’in yaptığı eserlerin çoğu Istanbul’da idi. Edirne’de yüksek bir köşk yaptırdı. Çevre memleketlerde nice kaleler yaptırdı. Ulkenin her yerini îmar etmeye çalışırdı. Onun eserleri, zamanların sayfalarını gün gibi parlatır. lstanbul gibi bir şehri, alarak imar etmesi, onun gelip geçmiş hükümdarlara üstünlüğüne ve eserlerinin büyüklüğüne en mühim delildir.
Sultan Mehmed Han, 27 Nisan 1481 tarihinde İstanbul’dan Anadolu’ya geçerek Gebze’ye yakın yerde Maltepe Çayırı’na kondu. Sultan Mehmed’in nereye sefere gittiğini hiç kimseye söylememek âdeti olduğundan bu seferinde nereye yapılacağını kimse bilemedi. Sultan Mehmed Han istanbul’dan çıktığında hasta idi. Malte- pe'de konduğu günün ikindi vaktinde vefat etti. (3 Mayıs 1481) Olmedi Şeh Mehemmed bin Murad Belki bâğ-ı cihâna kıldı seyr. İşi hayr olduğu için halka Oldu târih ona “duâ-yı hayr.” kaynak:(Neşrî Târihi)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder